10 Mart 2015 Salı

Kitap İncelemesi / Çi-Akilah Azra Kohen



Herkese merhabalar,
"Fi,Çi,Pi" serisinin ikinci kitabı "Çi" ile kavuşmamıza sevinmeme fırsat kalmadan, bitti diye üzüldüm. "Fi" kadar uzun olmamasına gerçekten çok üzüldüm elime aldığımda kitabı. Azra Kohen kendisine beni bu ikinci kitap ile hayran bıraktı diyebilirim. Yazarın kitap isimlerini seçişinden, yarattığı kahramanların dünyalarından ne kadar etkilendiğimi anlatmakta güçlük çekiyorum gerçekten. "Fi" beni kendisine bağlamıştı ama gerçekten bir sürü şey eksik ve yarım kalmıştı. Kafamda deli sorular bırakmadı desem yalan olur ama "Çi" bomba gibi takip etmiş ve kitabın kapağında da yazdığı gibi "İyi bir hikaye bittiğinde başlar"-mış. 

Bu kadar iddialı yazılardan ve yazarın iddialı ön yazısından gerçekten insan çok fazla şey bekliyor. Bütün beklentileri karşılıyor mu, bence EVET. İlk kitapta bende çok fazla etki yapmadı demiştim ama şahsım adına söylüyorum ki bu seri kendi içinizdeki gizli ruhu, hayata bakış açınızı sorgulamanızda etkili oluyor. Farkında olmadan karakter analizleri yaptığımı hissettim ben bu kitabı okurken, sanki bir doktorum da hastalıkları teşhis ediyormuşum gibi hissettim. 

İlk kitaptaki yan karakterlerin bu kitapta biraz daha öne çıktığını ve onları daha yakından tanımamızın amaçlandığını söyleyebilirim. "Fi" yorumumda da söylediğim gibi ben ana karakterimiz Can Manay'ı sevmemiştim, onun hastalıklı ve işe yaramaz bir adam olduğunu düşünmüştüm. Bütün bu düşüncelerim "Çi" ile birlikte doğrulandı. Bir erkekten görülen akıl dışı ilgi ve alaka her kadını etkiler diye düşünüyorum, ama Can Manay'ın ilgisi insanı ölüme sürükler. Ah Deniz... Sen nasıl bir adamsın, nasıl bir özgürlüktesin ve orda büyük acı çekiyorsun. Çok fazla spoiler vermek istemiyorum ama "Fi" de tam olarak bağdaştıramadığımız tüm olaylar ve karakterler bu ikinci kitapta anlam kazanıyor.



Kitaptaki olayların arka planında öyle bir konu var ki aslında, işte bu dedim. O günleri ne güzel anlatmış, hatta şu anda ki toplumsal düzeni ve dinin arkasına sığınılmış siyasetin halkı koyun gibi gütmesi öyle güzel anlatılmış ki hayran kaldım. Evet arkadaşlar GEZİ PARKI OLAYLARI diyorum. Hatırlar mısınız polisin insanlara yaptıklarını, genç yaşlı kadın erkek demeden öldürene kadar dövmelerini, evlerin içlerine kadar biber gazı atmalarını, beyaz gömlekli ve ne olduğu belli olmayan adamların insanları sokaklara çekip sopalarla nasıl dövdüklerini, ölen gençlerimizi.... İşte bu kitabı okurken o günlere hızlıca gittim geldim ve sanki tekrar yaşadım. 


Azra Kohen'den daha fazla kitap bekliyoruz ve serinin üçüncü kitabı "Pi" için gerçekten çok heyecanlıyım, umarım en kısa zamanda kitapçılarda görürüz. Bu güzel seri ve bu harika yazar ile mutlaka tanışmalısınız. 
Ama unutmayın ki kitapların sırası var:
 "Önce Fi, sonra Çi"


3 yorum:

  1. İlginç olan ise şu, Azra Kohen Çi'yi yazdığında henüz Gezi Parkı olayları olmamış biliyor musunuz? Tamamen bir öngörü.
    Fi ve Çi de olağanüstü kitaplar, hayatımın bu noktasında insanları sadece bu iki kitaba verdikleri tepkiden analiz edebilirim. Hazır olanlar ve olmayanlar olarak...
    Sevgiler...
    Yeliz

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...