24 Eylül 2014 Çarşamba

Film Molası / Goethe'nin İlk Aşkı




Adı : Goethe'nin İlk Aşkı
Yönetmen : Philipp Stölzl
Tür : Dram
Yapım Yılı : 2010
Ülke : Almanya
Orijinal Adı : Goethe!
Oyuncular : Alexander Fehling,
                  Miriam Stein,
                  Moritz Bleibtreu
Imdb Puanı : 6,7/10 
Süre : 1s 44dk


"Nasıl oluyor da insanı mutlu eden bir şey aynı zamanda yıkımının da nedeni oluyor?" 
(Genç Werther'in Acıları, Goethe)


Bu sefer sizlere daha önce neden izlemedim ben bunu acaba dediğim bir filmden bahsedeceğim. "Goethe'nin İlk Aşkı" gerçekten harika. Dönemin genel özellikleri ve burjuvanın o dönemdeki önemi çok başarılı bir şekilde filme yansıtılmış gerçekten. Keza oyunculuk ve oyuncuların o muhteşem kıyafetleri filmi daha da güzel yapmış. Aslında film bir nebze biyografi özelliği de taşımıyor değil ama öyle güzel bir açıdan ele alınmış ki hiçbir anı sıkıcı ve bayağı olmamış. Bu açıdan da benden tam puan aldı. 




''Kendi içime dalıyorum ve içimde bir dünya buluyorum."
(Genç Werther'in Acıları, Goethe)



Devamını oku »

21 Eylül 2014 Pazar

"Kürk Mantolu Madonna" film olursa....



Herkese merhabalar....

Bir süredir okul kayıtları, gelen giden misafirler derken blogtan uzak kaldım sanırım. Bu boşluğu da bugün gazete okurken dikkatimi çeken bir haber ile kapatmak istedim. Aslında internette çoktan haber olmuş, bir çok sözlükte tartışma konusu olmuş ve üzerine bir çok yazı yazılmış. Amma ve lakin bu arkadaşınızın kendini buralardan soyutlaması sonucu yeni haberi oluyor. Ama durmadım ve ilgimi çektiği için hemen naçizane birkaç şey paylaşmak istedim sizlerle canlarım.


Edebiyatla ve kitaplarla ilgilenen neredeyse herkesin bildiği ve bayıldığı kitabımız "Kürk Mantolu Madonna" sinemaya uyarlanıyormuş arkadaşlar. Üstelik bunu yapacak kişi de Mert Fırat'mış. Gerçekten şaşırdım, kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi sanırım. Zira film ne kadar iyi olur orası tabi ki muamma. Çünkü kitaptan uyarlanan çoğu film güzel yorumlar almaz ne yazık ki. Kitaptaki karakterler okuyucunun hayal dünyasıyla güzelleşir. Bizim kafamızda yarattığımız kişiler tamamen farklıdır. O tadı asla alamayız, hele ki benim kadar hayal dünyası geniş kişilere bu tarz filmleri beğendirmek çoook zordur :) Ama tabi ki ortada bir emek var, o yüzden o emeğe kesinlikle saygı duymak gerekir.


Filmin çekimleri 2016 yılında başlayacakmış. Neden o kadar geç acaba? Çekimler hem Türkiye'de hem de Almanya'da yapılacakmış ve Madonna'yı kimin oynayacağı belli olmasa da herkesin tanıdığı yabancı bir aktris seçilecekmiş. Mert Fırat'ı gerçekten takdir ettim, çünkü benim düşüncelerimi dile getirmiş kesinlikle. Ve alacağı eleştirilere şimdiden cevap vermiş.




Devamını oku »

12 Eylül 2014 Cuma

Dizi Molası / Yeni cadılar dünyası "Witches of East End"


Selamlar... Hep kitap olmaz biraz da izlemek lazım değil mi? İşte bu sefer bir dizi yazısıyla buradayım. Sonbaharın güzelliğiyle benim için dizi ve film sezonu açılmış oldu. Bu mevsimde en sevdiğim şey cips, kola ve dizi üçlüsüdür. Diyet miyet yalan oldu ne yalan söyleyeyim :) 

Evet işte bu yazımda bu günlerden izlemekten en çok keyif aldığım diziyi sizlerle paylaşmak istedim. Dizimizin adı "Witches of East End". Melissa de la Cruz'un "Witches of East End" adlı kitabından uyarlanmış olan bu dizinin türü adı üstünde cadılar, doğa üstü güçler ve fantastik olaylardan meydana geliyor. Eee bir kitap uyarlaması olur da kitabı okunmaz mı, tabi ki okunur. En kısa zamanda kitabı da temin edip onunla ilgili bir yazı da hazırlamayı planlıyorum. Amerikan yapımı dizi şu anda 2. sezonu ile devam etmektedir. Her bölüm yaklaşık 40-45 dakika arasında sürüyor. 

Ben bu diziye BA-YIL-DIM. Zaten bu tarz dizileri yıllardır izlerim. Vampirler, kurt adamlar, cadılar ve şekil değiştirenler gibi türlü doğaüstü varlık hakkında gereksiz bir sürü bilgiye, birikime sahip biri olarak söylüyorum ki cadıların konu olduğu diziler arasında benim en beğendiğim ikinci dizi oldu. Birincisi "Amerikan Horror Story: Coven" dı tabiki. Ah o nasıl harika bir sezondu Allahım. Hala izlemeyen varsa her şeyi bir tarafa bıraksın açsın onu izlesin. 

Bu dizi de her bölümüyle seyircide merak uyandırıyor. Ben izlerken karakterler ve olaylar üzerinde yorum yapmayı çok seven biri olarak bu dizide bana puzzle gibi geldi. Benim düşüncem şu ki, bu diziyi çoğunlukla kızlar izleyecektir. Hem karakterlerin kadınlardan oluşması hem de cadılığın genellikle kadınlara yakıştırılmasından dolayı bizlere daha çok hitap etmektedir. Bu nedenle bu tarz dizilerden ve filmlerden hoşlanıyorsanız, hemen başlayın, hep beraber izleyelim, yorumlaşalım :)

Peki söyle bakalım neymiş bu öve öve bitiremediğin dizinin konusu diyorsanız 


Devamını oku »

10 Eylül 2014 Çarşamba

Kitap İncelemesi / Sakın Yere Bir Şey Dökme-Will Wiles


 Herkese merhabalar...:) Eylül ayının ilk kitap incelemesi ile karşınızdayım. Bir süredir kitap okumuyordum. Daha doğrusu bu kitabı uzun süredir okuyordum. Neden bilmiyorum ama sonbahar böyle etkiledi sanırım beni. Her neyse bu seferki kitabımız yeni bir yazarın ellerinden çıkmış farklı bir kitap. Neden farklı? Çünkü daha önce hiç bu tarz bir kitap okumamıştım. Kitap, sonlara doğru keyifli bir hal almaya başladı. Biraz gerilimin artması ve ne olacak acaba diye okuyucu da merak uyandırması buna en büyük etkendi tabi ki. 

2012'de National Book Awards finalistleri arasına girmiş ve yeni yazarlara verilen Waterstones 11 ve Betty Trask ödüllerine layık görülmüş olan bu kitap için kara mizah diyebiliriz. Arkadaşlık, güven, mücadele ve kusursuzluğa karşı bir savaşı anlatan bu kitap çoğu kişinin ilgisini çekebilecek ve kendisini okunur kılabilecek niteliklere sahip. Bana sorarsanız eğer, okuyun derim, farklı ve eğlenceli bir roman. Sıkılmazsınız, zaman zaman gerilebilirsiniz ama bazen de yüzünüzde şapşal bir gülümseme belirdiğini hissedebilirsiniz. 


Kitabın Konusu:



Roman, adını bilmediğimiz kahramanımızın adından yazılmıştır. Kahramanımız Tramvay Tarifeleri Üzerine Varyasyonlar bestesiyle tanınan besteci ve eski dostu Oskar'ın ricası üzerine Londra'dan yine adı belirtilmeyen bir Doğu Avrupa ülkesine gelir. Gelmesindeki amaç, Oskar'ın evine ve kedilerine bir süre bakıcılık etmektir. Oskar, evliliğindeki bir takım problemler sebebiyle Amerika'ya gitmiştir ama evinin temiz ve düzen içerisinde bakılması için de arkasında bir sürü not bırakmıştır. Kahramanımız Oskar'ın evine adımını attığı anda evdeki aşırı düzenin, temizliğin ve kusursuzluğun mükemmelliğine hayran kalmış, hatta burada eskisi gibi yeniden yazmaya başlayabileceğini düşünmüştür. Tabi ki hiçbir şey düşündüğü gibi olmamıştır. Kahramanımız Oskar'ın tuhaf notlardan rahatsız olmaya başlamıştır. Bu duruma bir de yaptığı saçma sakarlıklar eklenmiş ve durumu iyice içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir. Yer döşemelerine döktüğü şaraplar ve şarap izlerinin çıkmaması kahramanımızı neredeyse delirtmiş ve bu durum bir takım kötü olayları da peşinden getirmiştir. Döşemelerin ona resmen komplo kurduğunu düşünmeye bile başlamıştır. İşin garibi evin başına gelenlerin Oskar'ın evliliğiyle bağlantılı olmasıdır. 

"...bir oda yalnızca oda değildir. Oda bir ruh halinin belirtisi, bir zeka ürünüdür. İster bilinçli, ister bilinçsiz. Bir odalarımızı kurarız, sonra, odalarımız da bizi."

 Bir biri ardına gelen şansızlıklar zinciri yüzünden kahramana gülsem mi ağlasam mı diye kararsız kalmadım desem yalan olur. Kitabın en kötü tarafı ise bir roman mı yoksa mimarlıkla ilgili bir kitap mı okuyorum diye beni düşündürmüş olmasıdır. O kadar ince detaylar, hatta o kadar gereksiz detaylar vardı ki benim gibi mimarlıktan falan hiç anlamayan birisini gerçekten kitaptan uzaklaştırıp yarıda bırakmasına sebep olabilir. Ama bunun sebebi de Will Wiles'ın "Kötücül İç Mekanlar: Kurgu, Mimari ve Ev" adlı bir kitap kulübüne de başkanlık ediyor olmasıymış.

"Kedilerle yaşamanın zor, rahatsız edici olduğunu söylerler. Ben hiç külfetli bulmadım onları. Yaşamdaki bütün karmaşanın nedeni insanlardır."

Yazar Hakkında :

Sevgili Will Wiles hakkında ne yazık ki Türkçe herhangi bir bilgi bulamadım. Kitabın arka kapağındaki bilgiler ile birkaç yabancı siteden bulduğum bilgileri harmanlayıp sizlere yazar hakkında az da olsa bilgi vermek istiyorum. Will Wiles, 1978 yılında Hindistan'da doğmuştur. Mimarlık ve tasarım gazetecisidir. Aynı zamanda İngiliz tasarım dergisi Icon'un editör yardımcısıdır. Cabinet, New Statesman gibi yayınlarda da yazıları yer almıştır. "Sakın yere bir şey dökme" (orjinal adıyla "Care of Wooden Floors"), yazarın ilk romanıdır.



KEYİFLİ OKUMALAR....

Devamını oku »
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...